Dünyada her 8 kadından 1’i meme kanseri ile mücadele etmektedir. Kadınlarda akciğer kanserinden sonra en çok hayat kaybına neden olan meme kanseri, erken teşhis ile birlikte sağlıklı organlara sıçramasına izin verilmeden tamamen tedavi edilme şansına sahiptir.
Meme Kanseri Nedir?
Meme kanseri, genellikle süt kanallarında yer alan hücrelerin kimi zamansa süt bezlerinde yer alan hücrelerin kontrolsüz bir biçimde çoğalması ile meydana gelmektedir. Belirli bir süre içerisinde hücrelerde meydana gelen bu çoğalma, diğer kanser türlerine oranla daha yavaş bir şekilde gelişmektedir. Zaman içerisinde kitle oluşumuna neden olan bu hücreler, erken dönemde teşhis edilip gerekli tedavi uygulanmadığı takdirde vücudun farklı bölümlerine de sıçrama tehlikesi bulunmaktadır.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Diğer kanser türlerine göre daha yavaş bir hızda gelişim gösteren meme kanseri, ilk evrelerde ciddi bir belirti vermeyebilir. Bundan dolayı özellikle ilk dönemlerdeki radyolojik görüntülemelerde kendini belli etmeyebilir. Meme kanserinin ilk belirtileri genellikle kişinin kendi yaptığı muayene sırasında ortaya çıkmaktadır. Bu muayenede tespit edilen bazı unsurlar meme kanserinin habercisi olabilmektedir. Bu unsurlar arasında şunlar sayılabilir;
Meme Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Kimi kadınların meme kanserine yakalanma ihtimali diğer kadınlara oranla daha fazladır. Daha düzenli bir takip gerektiren risk faktörleri arasında şu özellikler sayılabilir;
Meme Kanseri Evreleri Nelerdir?
Meme kanserinin hangi aşamada olduğunu bilmek kansere karşı uygulanacak tedavinin belirlenmesi açısından hayati bir öneme sahiptir. Meme kanseri, gelişime bağlı olarak 5 gruba ayrılır;
Meme Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?
Meme kanserinin tanısında kişinin kendi kendine yapmış olduğu meme muayenesi oldukça kritik bir öneme sahiptir. Son yıllarda yapılan bu muayeneler sonucunda meme kanserini bulanların sayısı artmaya devam etmektedir. Kendi kendini muayene, kanserin erken dönemde teşhis edilmesinde ve tedaviye erken dönemde başlanmasında ciddi bir öneme sahiptir. Bundan dolayı özellikle 19-20 yaşından sonra kadınlar, en az ayda bir kez olmak üzere meme ve koltuk altı bölgelerini muayene etmelidir. Muayene esnasında herhangi bir kitle, şişlik ya da farklılık gözlemlenmesi durumunda ise uzman hekime başvurulmalıdır. Kişinin herhangi bir şikayeti olmasa da düzenli aralıklarla doktor muayenesini aksatmamalıdır. Özellikle 40 yaş üstündeki kadınların yılda en az bir kez doktor muayenesini aksatmamaları gerekir. Doktor muayenesinde uzman hekimin yapmış olduğu fiziksel muayeneden sonra gerekli görülmesi durumunda radyolojik incelemeler de yapılabilir.
Meme Kanseri Tedavisi
Meme kanseri tedavisinin en önemli ayağını cerrahi uygulamalar oluşturmaktadır. Meme kanseri cerrahisi ile memede yer alan tümör alınarak kanserli hücrelerin kişinin vücudundan temizlenmesi sağlanır. Cerrahi uygulamalar, kişinin kanserin hangi evresinde olduğuna göre değişmektedir. Genel olarak kullanılan 3 cerrahi yöntem mevcuttur;
Mastektomi: Mastektomi yöntemi, memede yer alan tümörle birlikte memenin tamamının alınması işlemidir. Alınan meme yerine kişinin isteğine göre silikon ile yeni meme yapılabilmektedir.
Deri koruyucu mastektomi: Meme derisi korunarak meme ucu ve dokusunun çıkarılıp memenin yeniden yapılandırıldığı cerrahi işlemdir.
Meme koruyucu cerrahi: Günümüzde meme kanseri ameliyatlarında en çok tercih edilen yöntemlerden biri meme koruyucu cerrahidir. Eski yöntemlerde kanserli memenin tamamının alınması, kanser tedavisinde en etkili ve doğru yöntem olarak görülmekteydi. Fakat özellikle son yıllarda uygulanan meme koruyucu cerrahi ile kanserli memenin sadece hastalıklı kısmının çıkarılması ve sağlam dokunun yine meme içerisinde bırakılması ile oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bu yöntemle meme dokusunun en az hasarla tedavi edilmesi sağlanmaktadır.
Meme kanserinde cerrahi müdahaleden sonra kanserli hücrelerin kalmış olma ihtimaline karşı radyoterapi (ışın tedavisi) de uygulanabilmektedir. Radyoterapi uygulaması genel olarak kanseri olan memeye ve koltuk altı bölgesine haftada birkaç gün olacak şekilde uygulanmaktadır. Tedavinin sıklığı hastalığın mevcut evresine göre artırılabilir ya da azaltılabilir. Meme kanserine karşı uygulanan tedavilerden biri de kemoterapidir. Kemoterapi, damar yolu ya da ağızdan alınan ilaçlarla kanserli hücrelerin yok edilmesine yardımcı olan tedavi yöntemidir. Kemoterapi uygulaması belirli bir süre zarfında belirli aralıklarla uygulandığı için 4-5 ay boyunca devam edilmesi gereken bir tedavidir. Hastanın vücudunda kanserli hücre kalmamış olmasına karşın tedbir amaçlı belirli bir süre devam ettirilebilmektedir. Meme kanserinin meydana gelmesinde özellikle kadınlara özgü hormonlar neden olmaktadır. Bu hormonların başında ise östrojen yer almaktadır. Meme kanseri hastalarında östrojen hormonunu kontrol altına almak amacıyla hormon tedavisi gerçekleştirilmektedir. Hormon tedavisi ile kontrol altına alınan östrojen hormonu kanserin tekrar ortaya çıkmasının da önüne geçmektedir.
Meme Kanseri Ameliyatı Sonrası Takip Süreci
Cerrahi yollarla gerçekleştirilen meme kanseri tedavisinde ameliyat süresi kanserin hangi evrede olduğuna göre değişmektedir. Genellikle 1-3 saat arası bir sürede tamamlanan cerrahi operasyonlardan sonra hasta, birkaç gün dinlendirilip gözlem altında tutulduktan sonra taburcu edilmektedir. Cerrahi operasyonlarla kanserli doku her ne kadar temizlenirse temizlensin her zaman tekrarlama ihtimali bulunmaktadır. Bundan dolayı ameliyattan sonra da belli aralıklarla doktor takibini ihmal etmemek gerekmektedir. Cerrahi operasyon sonrası takip süreci;
Meme Kanseri Öldürür Mü?
Dünyadaki her sekiz kadından biri meme kanseri riski ile karşı karşıya olup akciğer kanserinden sonra en çok ölüme sebebiyet veren kanser türüdür. Bunun yanında son yıllarda meme kanseri önemli ölçüde önlenebilir ve tedavi edilebilen bir hastalık konumuna gelmiştir.
Sağlıklı hayat tarzı ile kansere yakalanmama şansını yukarı çıkarabilmenin yanında hastalığa yakalanıldı durumda ise en önemli konu erken teşhistir. Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri, kanserin bulunduğu evreye göre uygulanan tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir. Dolayısıyla düzenli muayene ile birlikte erken evrede teşhis edilen meme kanseri, kanserli hücrelerin sağlıklı organlara sıçramasına izin vermeden ve ölüme sebep olmadan tedavi edilebilmektedir.
Erkeklerde Meme Kanseri
Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de meme dokusu bulunmaktadır. Fakat kadınlarda yer alan meme dokusu erkeklere oranla daha fazladır. Bu nedenle meme kanserinin kadınlarda görülme ihtimali, erkeklerde görülme ihtimalinden çok daha fazladır. Çok nadir de olsa erkeklerde görülen meme kanseri genellikle 60 yaş ve üzerinde görülmektedir. Mevcut meme kanseri hastalarının %1’ini erkekler oluşturmakta olup genellikle bu hastalığa ihtimal verilmediği için teşhis ve tedavide geç kalınmaktadır.
Meme kanserinin erkeklerde görülme sıklığı oldukça düşük olsa da ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bundan dolayı 40-45 yaş üzerindeki erkeklerin ayda bir defa meme muayenesini yapması, özellikle ailesinde kanser öyküsü varsa belirli aralıklarla doktor muayenesinden geçmesi gerekmektedir.